Annem Hakkında filminin çekimleri Kıbrıs’ta tamamlandı
Yapımcılığını Ayem film’in üstlendiği, senaryo ve yönetmenlik koltuğunda Soner Sert ‘in oturduğu “Annem Hakkında” filminin çekimleri, yavru vatan Kıbrıs’ta tamamlandı.
Tırlarla malzeme taşındı
Kalabalık bir ailenin hikayesini kara komedi üzerinden beyaz perdeye aktarıldığı “Annem Hakkında” filmi hikayesi kadar çekim teknikleriyle de ön plana çıkıyor. 3 aylık titiz bir ön çalışmanın ardından İstanbul çekimlerini tamamlayan ekip, Kıbrıs sahneleri için tırlarla yavru vatana teknik ekipman taşıdı.50 dereceye varan sıcaklıklarda çalışan ekip ve oyunculara hava şartlarına uyumlu bir program hazırlandı.
Burak Dakak (Caner) ve Kadir Çermik (Muharrem), başrollü paylaştığı Annem Hakkında filminde Yurdaer Okur (Halil), Başak Daşman (Nermin), Name Önal (Halime), Sahra Şaş (Ebru), Işıknaz Özedgü (Aylin), Gürsu Gür (Sermet) ve Şerif Erol (konuk oyuncu) gibi birbirinden başarılı oyuncular rol alıyor.
Annem Hakkında tüm dünyada festival sürecini tamamladıktan sonra Türkiye’de vizyona girecek.
Filmin Konusu
Bir sayfiye yerinde, kalabalık bir aile genç bir kadının (Aysel) ölümünün beşinci yılında bir araya gelmek ve bir mevlit okutmak ister. Kadının oğlu (Caner), eski kocası (Muharrem), abisi (Halil), yengesi (Nermin) ve kız kardeşi (Halime)’nin bir araya geldiği buluşma, hiç hesapta olmayan tartışmaların açılmasına ve ilişkilerin tepetaklak olmasına neden olur.
Soner Sert- Yönetmen Görüşü
Oidipus kompleksine göre bir çocuğun ilk aşkı, karşı cinsteki ebeveynidir. Öyle ki çocuk, hemcinsi olan ebeveynini saf dışı bırakmak için umulmadık hislere kapılır. Kimi zaman rakibini yok etmek bile isteyebilir.
Annem Hakkında projesi bu bağlamdan hareketle şekillendi. Caner ile Muharrem arasındaki ilişkinin temelinde, her iki tarafın da çok sevdiği, paylaşılamayan Aysel’in varlığı yatar. Ölü olan Aysel’in kendisinin değil de ruhunun olduğu bu filmde, hiç görünmeyen bir karakter üzerine film yapma düşüncesi benim için çıkış noktasıydı. Dolayısıyla meseleye Caner’in gözünden bakıp “Annem Hakkında” diye bir isim koydum.
Hikâyenin bir diğer tartışması, küçük aile ilişkileri üzerine söz söyleme çabası ile doğrudan ilişkili… Bugün, yaşadığımız toplumda, birtakım değerler ya da değer olarak görülen tutum ve davranışlar çoğu zaman riyakarlık üzerine kurulu… Küçük aile ilişkilerinde -özellikle bireysel menfaatler söz konusu olduğunda- umulmadık açmazlar söz konusu olabiliyor. Halil’in, Nermin’in ve Halime’nin varlığı biraz da bu yaklaşım üzerinden hareketle hikâyede yer etti. Günün sonunda, bireysel bir noktadan yola çıkarak şekillenen film, toplumsal bir alegoriye dönüştü.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı